2 Ocak 2011 Pazar

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Coğrafi Konumu;

Yurdumuzun doğusunda 164.000 km2 lik bir alanla Türkiye yüz ölçümünün % 21'ini kaplamaktadır. Tüm coğrafi bölgelerimiz arasında yüz ölçümünün büyüklüğü bakımından 1. sırada yer alır. Kuzey-güney yönünde en geniş alan kaplayan bölgemizdir (enlem farkı en fazla).
Yeryüzü Şekilleri;

Bölgenin ortalama yükseltisi 2000 - 2200 m arasındadır. Ortalama yükseltisi en fazla olan bölgemizdir. "Türkiye'nin çatısı" olarak isimlendirilir. Bölgenin en alçak yeri olan Iğdır Ovası (850m) dahi İç Anadolu'nun ortalama yükseltisine yakındır. Erzurum Ovası 1800 m , Yüksekova 2200 m yükseltiye sahiptir. Bölgede yer alan ovaların ortalama yükseltisi 1500'dir. Bölgede bulunan dağlar, doğu-batı doğrultusunda ve üç sıra halinde uzanırlar. Dağlar arasında ise çöküntü ovalan yer alır. Bölgenin kuzeyinde, batıdan doğuya doğru Çimen, Kop, Allahuekber ve Yalnızçam Dağları uzanır. Orta sırada Munzur (Mercan) Dağları, Karasu-Aras Dağları ve Ağrı Dağı bulunur. Güneyde yer alan dağlar ise Güneydoğu Toroslar, Bitlis Dağları, Buzul (Cilo) Dağlarıdır. Bu dağlar üçüncü jeolojik zamanda Alp-Himalaya orojenik sisteminin uzantısı olarak kıvrılma sonucu oluşmuştur.

Bölgede Van Gölü'nün kuzeyinde kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan kırık hattı boyunca Nemrut, Süphan, Tendürek, Ağrı (5137m) volkanik dağları uzanır. Ağrı Dağı Türkiye'nin en yüksek noktasını oluşturur.

Bölgede kıvrım dağları arasında yer alan çöküntü ovaları da doğu - batı yönünde uzanır. Bu ovalardan Elbistan, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Van, Yüksekova ve Başkale güneyde, Erzincan, Tercan, Aşkale, Erzurum, Pasinler, Horasan, Kağızman, Iğdır ovaları kuzeyde bulunur.

Bölgede platolar da geniş alan kaplar. Erzurum-Kars platosu Doğu Anadolu'nun en geniş plâtosudur. Bundan başka Fırat ve kolları tarafından parçalanmış plato görünümü kazanmış yüksek yaylalar oldukça fazladır. Bölgedekİ yer şekİllerİnİn başlıca etkİlerİ şöyle sıralanabilir

Yükseltiden dolayı sıcaklık değerleri düşmüştür.Tarım ürünleri düşük sıcaklığın etkisiyle daha geç olgunlaşır. Tarım ürün çeşidi azdır. Bölgede yüzey şekillerine bağlı olarak Kuzey-güney doğrultusunda ulaşım zordur. Ulaşım Doğu-batı yönünde daha kolaydır. Türkiye'de ulaşım ağının en seyrek ve en elverişsiz olduğu bölgedir. Ekilebilen alanlar azalmıştır. Sanayi de gelişmediğinden halk daha çok tarım kesiminde çalışmaktadır.

Dolayısıyla Türkiye'de tarımsal nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemizdir. Hidroelektrik potansiyeli en yüksek akarsular bu bölgemizdedir. Gerçek sıcaklık ile indirgenmiş sıcaklık arasında farkın en fazla olduğu bölgedir. Gerçek yüzölçüm ile izdüşüm yüzölçüm arasında da farkın en fazla olduğu bölgedir. Yerşekilleri ve iklimin olumsuz etkisinden dolayı tarımsal faaliyet gelişmemiştir.

Bölgede birinci ekonomik faaliyet hayvancılıktır. İklim ve Bitki Örtüsü Kış mevsimi uzun ve soğuktur. Sıcaklık -40°C'ye kadar düşer. Yaz mevsimi ise sıcak ve kısadır. Sıcaklık 20°C nin üzerine çıkar. Kış mevsiminde yağışlar genelde kar şeklindedir ve hiç erimeden uzun süre yerde kalır. Yıllık sıcaklık farkı 30°C den fazladır. Bölgenin güneyine ve batısına doğru gidildikçe sıcaklık ortalamaları artar (enlem ve yükseltinin azalmasıdır). Karasallığın etkisiyle en fazla yağış yazın, en az yağış kışın düşer (Erzurum-Kars Bölümünde)Yıllık ortalama 500-600 mm yağış alır.

Buharlaşma az olduğu için bu yağış yeterli olur. Bölge, İç Anadolu'dan daha yüksekte olduğundan daha fazla yağış alır. Kışlar karasallığın etkisiyle daha sert geçer. Doğal bitki örtüsü steptir. Ancak yaz yağışları sebebiyle çayır şeklindedir. Yağışın fazla olduğu dağlık bölgelerde ormanlar vardır. Türkiye orman varlığı bakımından 5. büyük bölgemizdir.

Iğdır Ovası, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en az yağış alan yeridir. Buranın yıllık yağış, ortalaması 250 mm'nin altındadır. Buna karşılık Iğdır Ovası, alçakta bulunmasından dolayı kış mevsimi daha ılık geçer. Burda bu sebebten dolayı mikrolima özellik gösterir ve pamuk yetişir.

Akarsuları: 
Karasu ve Murat birleşerek Fırat Nehrini oluşturur.

Tunceli'de il topraklarından kaynaklanan pek çok suyu Karasu ve Murat Irmakları toplar. Karasu Irmağı kuzeybatısında, Peri Suyu'da güneydoğuda doğal sınır oluşturur. Bu ırmaklar ile il sınırları içerisinde akan Munzur Suyu, Pülümür Çayı ve Tahar Çayı, güneyde Keban Baraj Gölüne dökülür.

Bu nehir Dicle Nehri ve onunla birleşen Büyük Zap Kolu ile yabancı topraklara giderek Basra Körfezinden denize dökülmektedir. Aras ve Kura nehirleri de yine başka topraklara giderek Hazar Denizine dökülmektedir. Bu akarsuların yüzey şekilleri ve engebe nedeniyle hidroelektrik enerji üretme güçleri fazladır.

Gölleri: Van Gölü ülkemizin en büyük gölüdür ve suyu sodalıdır. Bölgenin diğer gölleri şunlardır: Erçek, Nazik, Çıldır, Hazar ( Tektonik Göllerdir), Balık, Haçlı, Nemrut (Krater Gölleri), ve Akgöl.

Ayrıca bölgede Keban ve Karakaya Baraj Gölleri de bulunmaktadır.
Tarım;

Bölge yüzölçümünün %10'unda ancak tarım yapılabilir. Yerşekilleri ve iklimin olumsuz etkisinden dolayı tarımsal faaliyet gelişmemiştir. Bölgedeki tarım etkinlikleri en çok bölgenin güneyindeki çöküntü ovalarında (Elbistan, Malatya, Elazığ ve Muş ovaları) yoğunlaşır.

Arpa: En fazla tarımı yapılan üründür.Sebepleri: Düşük sıcaklığa dayanıklı olması, kısa sürede hasat edilebilmesi, hayvan yemi olarak kullanılması ve buğdayın yetiştirilemediği yerlerde yetşebilmesidir.

Buğday: Arpadan sonra en fazla tarımı yapılan ürün buğdaydır.

Tütün:
Bitlis, Malatya ve Elazığ çevresinde yetiştirilir.

Pamuk: Iğdır ovasında pamuk yetiştirilir. 
Kayısı: Malatya, Türkiye ve Dünyada kayısı üretiminde ilk sırada yer alır. 
Ayrıca patates, lahana gibi çeşitli ürünler de yetiştirilir. Genel olarak sıcaklığın düşük olmasından dolayı sebzecilik gelişmemiştir. Bundan dolayı sebze tarımına en az elverişli bölge Doğu Anadolu'dur.
Hayvancılık;

Doğu Anadolu Bölgesi, hayvancılıkta elverişli şartlara sahip olduğu gibi olumsuz şartlar da taşır. Çayır ve otlakların fazla yer kaplaması hayvancılığı teşvik edici, kışların uzun ve sert geçmesi ise sınırlayıcı bir özelliktir. Erzurum-Kars Bölümü'nde yaz yağışları ile oluşan çayırların geniş alan kaplaması büyükbaş hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır.

Bölgenin güneyindeki ovalık alanlarda ise küçükbaş hayvanlardan koyun yetiştiriciliği önem kazanmıştır. Dağlık yörelerde ise kıl keçisi yetiştirilmektedir. Canlı hayvan, yapağı, tereyağı ve peynir halkın önemli geçim kaynaklarıdır.

Hakkâri, Kars ve Bitlis'te arıcılık gelişmiştir. Türkiye bal üretiminin %20'sini Doğu Anadolu Bölgesi verir.
Yeraltı Zenginlikleri;

Türkiye'de maden çeşitliliği ve rezervinin (miktar) en fazla olduğu bölge, Doğu Anadolu Bölgesi ve özellikle Yukarı Fırat Bölümü'dür.

Demir: Türkiye'de çıkarılan demirin %35'ten fazlası bu bölgede Divriği (Sivas), Hekimhan ve Hasançelebi (Malatya)'de çıkarılır.

Krom : Türkiye'deki kromun %33'ü bu bölgeden çıkarılır. Ergani, Guleman ve Maden önemli krom yataklarının bulunduğu merkezlerdir.

Bakır :
Türkiye'deki bakırın önemli bir kısmı bölgeden çıkarılır. Maden, Ergani ve Pütürge'de bakır yatakları vardır.

Kurşun-Çinko :
Kurşunun %90'ı, çinkonun %75'i Keban'da çıkarılır. Bu madenler Keban'da "Simli Kurşun İşletmeleri'nde" işlenir. Ancak son yıllarda üretim durma aşamasına gelmiştir.

Linyit :
Elbistan, İspir ve Erzurum çevresinde çıkarılır. Türkiye'deki linyit üretiminin %10'u bu bölgeden elde edilir. Afşin - Elbistan termik santralin­de enerjiye dönüştürülür.

Oltu Taşı : Erzurum'un Oltu ilçesinde çıkarılır. Tür­kiye ve Dünya üretiminde bölge birinci sıradadır. Asbest: Erzincan çevresinde çıkarılır.

Barit: Muş ve çevresinde çıkarılır. 
Kalay : Elazığ ve çevresinde çıkarılır.

Kaya tuzu : Kağızman, Narman ve Kars çevresinde kaya tuzu yatakları bulunmakta ve bu yataklardan tuz elde edilmektedir.
Sanayi;

Doğal koşulların olumsuz etkisinin yaşandığı Doğu Anadolu Bölgesi'nde endüstri yeterince gelişmemiştir. Sanayi bakımından en geri kalmış bölge­dir. Sanayi kuruluşları yetersiz olduğu için, bölge halkı geçimini daha çok tarım ve hayvancılıktan te­min eder. Bölgede bulunan kuruluşlar daha çok tarıma dayalıdır. Maden çıkarımı bakımından zengin olsa da madenlerin işletilmesi azdır. Doğu Anadolu Bölgesi, maden varlığı ve elekt­rik enerjisi üretimi ile Türkiye sanayisinin gelişmesine büyük katkıda bulunmaktadır. Yalnızca Keban Barajı Türkiye'de üretilen elektrik enerjisinin yaklaşık % 25'ini sağlamaktadır

Hidroelektrik üretiminde ön plandadır.

Bölgedeki endüstri kuruluşları şunlardır: Et Kombinaları: Malatya, Elazığ, Erzurum, Ağrı ve Van'da bulunur. Et üretiminin %25'i bu bölgeden karşılanır.
Şeker Fabrikaları : Malatya, Elazığ, Van, Erzu­rum, Muş ve Erzincan'dadır. 
Dokuma ve İplik Fabrikaları : Daha çok pamuklu dokuma gelişmiştir. Malatya ve Erzincan'daki fabrikalarda pamuk işlenir. 
Sigara Fabrikaları: Malatya ve Bitlis'te kurulmuştur. 
Çimento Fabrikaları : Elazığ, Erzurum, Kars ve Van'da kurulmuştur.
Turizm;

 
Doğu Anadolu'da bulunan, Ağrı Dağı, Van Gölü, Nemrut Dağı, Süphan Dağlan, Sat Dağları, Mercan Vadisi Milli Parkı turistlerin ilgisini çeken doğal güzelliklerdir. Bölgede dağcılık ve kış sporları için çok uygun ortamlar vardır. Palandöken Dağları'nda, Bingöl'de ve Sarıkamış'ta dağ sporları tesisleri bulunmaktadır.

Bölgedeki göller, doğal güzellikleriyle birer gezi ve eğlence yerleridir. Ba­zı göllerin kıyısında da kamplar ve plaj tesisleri vardır.

Doğubeyazıt yakınlarındaki İshak paşa Sarayı da önemli turizm alanlarından birisidir. Erzurum ve Diyadin'de bulunan kaplıcalar sağlık turizmi için önemlidir.
Nüfus ve Yerleşme;

Yüz ölçümü en geniş olan bu bölgemizde yer şekilleri ve iklimin de etkisi ile nüfus azdır. Nüfus bölge­de daha çok çöküntü hendekleri içindeki ovalarda toplanmıştır. Toplu yerleşme tipi görülür. Nüfus yoğunluğu, Türkiye nüfus yoğunluğunun altındadır. 1997 yılı nüfus sayımına göre, Türkiye nüfus yoğunlu km2 ye 81 kişi iken, bölgede 36 kişidir.

Bölgede şehirleşme oranı çok düşüktür (%28). Kırsal nüfus oranı ise çok fazladır (%72). Karadeniz Bölgesi'nden sonra kırsal nüfus oranı en fazla olan bölge Doğu Anadolu Bölgesi'dir. Bölgede nüfusun %80'i tarım ve hayvancılık ile uğraşır. Sa­nayi gelişmediği için diğer bölgelere Karadeniz'den sonra en çok göç gönderen bölgemizdir. Nüfus yoğunluğu bakımından son sırada yer alır.

İklimin sert karasal etkisi ve yer şekillerinin engebeli olması nedeniyle, tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır. Bölgenin bazı yerlerinde tarımsal nüfus yo­ğunluğu 500'e kadar çıkmaktadır.Erzurum, Elazığ ve Malatya bölgenin büyük yerleşim birimleridir.

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ


Bölgenin Bölümleri;


Güneydoğu Anadolu Bölgesi Karacadağ volkan konisi ile iki bölüme ayrılır. Karacadağ'ın doğusunda Dicle, batısında ise Orta Fırat Bölümü yer alır.

1. Dicle Bölümü

Bu bölüm, yer şekilleri bakımından sade bir özellik gösterir. Bölümdeki başlıca yer şekilleri Diyarbakır Havzası, Karacadağ volkan kütlesi ve Mardin-Midyat Eşiği'dir. Dicle nehri, kollarıyla birlikte geçtiği yerlerde plato ve ovalar meydana getirmiştir. Ova ve platolar 500-1000 m yükseltiler arasında yer alır. Bölümde yıllık ortalama yağış miktarı 500 mm'dir. Yüksek sıcaklığa bağlı olarak meydana gelen şiddetli buharlaşma yaz mevsiminde kuraklığa neden olur. Bölümde karasal iklim tipi görülür. Bölümün tabii bitki örtüsü ise bozkırdır. Başlıca tarım ürünleri ise tahıllar, mercimek ve pamuktur. Toroslar'a doğru ise meyve ve üzüm bağları yer alır.

Karacadağ volkan konisi bölgenin en yüksek dağıdır.Bu volkan konisinden çıkan ve akıcılık özelliğine sahip olan bazalt bölgeye yayılarak yayvan bir görünüm kazanmasına neden olmuştur. Karacadağ'ın tabanına sızan sular daha sonra taban suyu olarak yeryüzüne çıkar ve bölümün su ihtiyacını karşılar. Yaz aylarında bölümde yaylacılık faaliyeti görülür. Bölümdeki Mardin - Midyat Eşiği Diyarbakır havzası ile Suriye arasında yer alan yüksek bir düzlüktür(1200-1300 m). Burada yüksekliğe bağlı olarak yağışlar 700 mm'ye çıkar. Kireçli bir yapıya sahip olmasından dolayı tarım için yeterli su bulunmaz. Dicle Bölümü'nde nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının altındadır. Nüfus, Diyarbakır Havzası ile Mardin - Midyat Eşiği'nde toplanmıştır. Bölümün en büyük ili Diyarbakır'dır. Bölümün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. En önemli yeraltı zenginliği Diyarbakır, Siirt ve Batman'da çıkarılan petroldür. Yıllık üretimi 3 milyon tondur. Ayrıca Cizre ve Silopi'de linyit çıkarılır.

2. Orta Fırat Bölümü

Bu bölümde Gazi Antep ve Şanlı Urfa platoları önemli yer kaplar. Fırat Nehri ve kolları platoları ikiye ayırır. Fırat Nehri plato içerisine 200 m gömülmüş olarak akar. Altınbaşak, Ceylanpınar, Suruç, Birecik ovalarında tahıl ekilir. Atatürk barajı ile yapımı son aşamaya gelen Şanlı Urfa tünelleri bölümün Türkiye ekonomisindeki yerini değiştirecektir. Platolarının ortalama yükseltisi 500 ile 1000 m'dir. Platolar, tortul ve volkanik taşlardan meydana gelmiştir. Orta Fırat Bölümü'nde yazları sıcak ve kurak, kışları serin ve yağışlı olan Akdeniz iklimi görülür. Bölümün en gelişmiş ili Gazi Antep'tir. Adıyaman, Nizip, Birecik, Şanlıurfa, Harran, Suruç, Ceylanpınar, Siverek, Viranşehir bölümün diğer önemli il ve ilçe merkezleridir. Halkın geçimi, tarım ve hayvancılıktan sağlanır. Tarım ürünü olarak tahıl, mercimek, antep fıstığı yetiştirilir. Ayrıca bağlar, bahçeler ve zeytinlikler yer alır. Bunun yanısıra pamuk, çeltik ve susam da ekilir. Adıyaman ve Kâhta'da petrol çıkarılmaktadır.
Genel Özellikleri;

Bölge, ülkemiz topraklarının %8 lik bölümüne sahip olup yüzölçümü bakımından en küçük bölgesidir. Kuzeyinde bir yay biçiminde uzanan Güneydoğu Toroslardan,güneyde Suriye ve Irak sınırına kadar uzanır. Bölge ova ve platolarla kaplıdır.Türkiye'de yaz sıcaklığının ve buharlaşmanın en fazla olduğu bölgedir.Türkiye nin en büyük barajı olan Atatürk barajı bu bölgededir.
Bölge'nin Şehirleri;

Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Siirt, Mardin, Batman, Diyarbakır.
Yüzey Şekilleri;

Bölgenin Ortalama yükseltisi 800-1000 m civarındadır.Ortada yükselen Karacadağ sönmüş volkanı ile Mardin Mazıdağı yöresi bölgenin en engebeli alanlarını oluşturur. Suruç, Ceylanpınar ve Harran Ovası,Altınbaşak,Viranşehir,Nizip gibi verimli Ovalar GAP projesi sayesinde suya olan hasretlerini gidermek üzeredirler.Ayrıca Gaziantep ve Şanlıurfa platoları önemli konumdadırlar.
İklim ve Bitki Örtüsü;

Bölgede, yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı olan tipik Akdeniz ikliminin bozulmuş şekli görülür.Akdeniz iklimine oranla, kışları daha soğuk ve yazları da daha sıcak olur.Yağışlar kuzeyden güneye doğru gidildikçe azalır.Yıllık ortalama yağış miktarı kuzeyden 750 mm güneyindeki alçak kesimlerde 300 mm civarındadır.Bütün bölgede otsu bitkiler egemendir.Yağış yetersizliği yüzünden ormanlık alan azdır. 

Akarsu ve Göller;


Doğudaki iki büyük nehir Fırat ve Dicle Irmaklarıdır.

Fırat ve Diclenin ülkemizden doğarak basra körfezine ulaşması.

Ayrıca Göksu ırmağı bu bölgeden de geçer.Bölge göl bakımından çok fakirdir.Başlıca barajlar ise Atatürk Barajı ve Karakaya barajıdır.
Tarım ve Hayvancılık;

Tarım ürünlerinden en çok buğday ekilir.Öteki tarım ürünleri arpa,pirinç,pamuk,mercimek,Antepfıstığı ve üzümdür.Adıyaman da pamuk ve tütün yetiştirilir. Tarıma uygun olmayan yerler hayvancılıkla geçinir.Genellikle koyun ve keçi beslenir.Kilis ve çevresinde ipekböcekciliği de yapılır.
Nüfus ve Yerleşme;

1990 sayımına göre bölgenin nüfusu 4.5 milyondur.Nüfus daha çok bölgenin batısında toplanmıştır.Bunun başlıca nedeni,iklim ve toprak şartlarının burada daha elverişli olmasıdır.Türkiye nüfusunun sadece %8 i burada yaşamaktadır.Bölge de kent nüfus oranı oldukça yüksektir.Bölgede km kareye 66 kişi düşer.
Yeraltı Zenginlikleri;

Başlıca çıkartılan madenler; petrol ,fosfat,asfaltit dir. Bölgede,tarıma dayalı ve hayvan ürünlerini işleyen çeşitli endüstri kolları gelişmiştir.Et kombinaları,süt endüstrisi,hayvansal yağ fabrikaları,zeytinyağı fabrikaları,bunun yanısıra tarım dışı sanayi kollarından çimento fabrikaları,kimya sanayi,tarım araçları,otomontaj ve madeni eşya yapımı geliştirilmiş olan çeşitli sanayi kollarıdır.

Petrol Kuyuları, Raman, Garzan, Batman ve Diyarbakır'da bulunur.
Turizm;


Turizm potansiyeli çok yüksek olan bölgede Adıyaman, Nemrut Dağı, Peygamberler Şehri Urfa, Tarihi Harran Üniversitesi, Harran evleri, Mardin evleri gibi daha pek çok gezilip görülecek kendine özgü güzellikler vardır. Dünyada güneşin doğuşunun en güzel olduğu Nemrut Dağında Kommagene Medeniyetinin izleri turistlerin ilgisini çekmektedir.

Bölgedeki Nemrut Dağı (Adıyaman) ile Diyarbakır ve Şanlı Urfa şehrinde bulunan tarihi eserler bölgenin turizm potansiyellerini oluşturur.
GAP Projesi


GAP 13 ayrı projenin birleşiminden meydana gelmiştir. Bu proje içinde 22 baraj, 19 hidroelektrik santral vardır. Proje, G.Antep, Mardin, Adıyaman, Şanlı Urfa, Diyarbakır, Batman ve Şırnak illerimizi kapsamaktadır.

Sadece Atatürk barajından elde edilen elektrik üretimi ülke elektrik üretiminin 1/6'sına eşittir. (1992) Bölge ekonomisini çok yönlü etkileyen kuraklık problemi GAP projesiyle halledildiği zaman bölgede sosyo - ekonomik yönde büyük değişiklikler görülecektir. GAP projesi gerçekleştiği zaman: Sulamalı tarıma geçilecektir. Bölgedeki nadas alanları azalacaktır. Tarım ürünlerinin çeşitliliği artacaktır. Tarım ürünlerinin verimi artacaktır. Pamuk, pirinç, gibi tarım ürünlerinin ekim alanı genişleyecektir. Güneydoğu Anadolu, Türkiye pamuk üretiminde birinci bölge olacaktır. Kuru tarıma dayalı buğday, arpa, mercimek gibi tarım ürünlerinin ekim alanı azalacak fakat üretimleri artacaktır. Barajlar suni göl fonksiyonu göreceğinden bölgenin iklimi belirli oranda yumuşayacaktır. Elektrik enerjisinde üretim artışı sağlanacaktır. İçme suyu olarak kullanılacaktır. Su ürünlerinin üretimi artacaktır. Tarım ve tarıma bağlı sanayi gelişecektir. Bölgede iş olanakları arttığı için bölgeden diğer bölgelere göç duracaktır.

Diğer bölgelerden Güneydoğu Anadolu'ya göç olacaktır. Bölgenin nüfusu ve nüfus yoğunluğu artacaktır. Türkiye'nin tarım ürünlerine dayalı ihracatı artacaktır. Bölgede tarım alanları geniş düzlüklerden oluşur. Bu alanların sulanmasıyla tarım gelişecektir. Antepfıstığı, mercimek, üzüm, nohut ve tahıl üretiminin önemli bir kısmı bölgeden karşılanmaktadır. Harran Ovası, sulamanın gelişmesiyle özellikle pamuk ekiminin en fazla yapıldığı yerlerden biri olacaktır. GAP'ın tamamlanmasıyla mısır, pirinç ve ayçiçek gibi ürünlerin üretimindeki artışın daha fazla olması beklenmektedir. Çünkü bu ürünler bol su ve sıcaklık isteği olan ürünlerdir.
Bölge ile ilgili Notlar;

Türkiye'de;
En küçük yüz ölçümü,
En az toplam nüfus,
En yüksek yaz sıcaklığı,
En az orman oranı,
En fazla petrol çıkarımı,
En fazla fosfat çıkarımı,
En fazla mercimek üretimi,
En az engebelik,
En fazla yaz kuraklığı,
En fazla sulama sorunu,
En fazla buharlaşma miktarı,
En az bulutluluk oranı ve en sade yer şekillerine sahip olan Bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesidir.

Bölge içerisinde;

En çok koyun ve keçi besleme.
En fazla yağış kış mevsimindedir.
En fazla buğday,arpa ve baklagiller yetişir

AKDENİZ BÖLGESİ

Coğrafi Konumu;

Akdeniz Bölgesi, adını komşu olduğu denizden alır. Bölge genişliği 120180 km arasında değişen bir şerit halinde, batıda Köyceğiz dolaylarından başlayarak, doğuda Hatay ilinin bitim noktası olan Basit Burnu yakınına kadar sokulur. Yaklaşık 120.000 km2 lik yüzölçümüyle Türkiye'nin toplam yüzölçümünün yaklaşık %15'ini oluşturur. Hatay, Adana, İçel, Antalya, Isparta, Burdur ve Kahramanmaraş ilinin büyük bir bölümü Akdeniz Bölgesi'ndedir. Ayrıca Muğla ilinin Köyceğiz, Dalaman, Ortaca ve Fethiye ilçeleri de Akdeniz Bölgesi'ne girer.

Yeryüzü Şekilleri;

 

Bölgenin büyük bir kısmı Toros Dağları ve yüksek platolarla kaplıdır. Genel olarak engebeli ve dağlıktır.

Toroslar, III. Jeolojik zamanda oluşmuş Alp – Himalaya sistemine bağlı genç kıvrım dağlarıdır. Batı ve Orta Toroslar bölge içinde geniş yer tutar. Batı Toroslar Antalya Körfezi'nin her iki yanında da yer alır. Bey Dağları, Çiçekbaba ve Barla Dağları Antalya Körfezi'nin batısında, güneybatı - kuzeydoğu yönünde uzanırlar. Sultan Dedegöl ve Geyik Dağları Antalya Körfezi'nin doğusunda kuzeybatı - güneydoğu yönlü uzanır. Anamur Burnu'nun kuzeyinden başlayan Orta Toroslar, güneybatı - kuzeydoğu yönlü uzanan üç kütleden oluşur. Bunlar, Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı Dağları ve Binboğa Dağları'dır. Akdeniz Bölgesi'nde Toroslar'dan başka Hatay - K. Maraş istikametinde uzanan dağların oluşturduğu bir dış sıra halinde Nur (Amanos) Dağları uzanır.

Dağların kıyıya paralel uzanması, Dalga aşındırmasının fazla olmasına ve kıyılarda yalıyarların (falezlerin) çokluğuna neden olmuştur.

Akdeniz Bölgesi'nde yer yer plato alanları bulunur.

Bunlardan biri Antalya Körfezi'nin batısındaki Teke Platosu, diğeri de Anamur Burnu'nun gerisindeki Taşeli Plâtosu'dur. Antalya Körfezi'nin batısındaki dağlarla ve platolarla kaplı karstik arazi "Teke Yöresi" olarak adlandırılır. Teke Yöresi ve Taşeli Platosu bölgenin en tenha yerleridir. Türkiye'de karstik yapının yaygın olduğu yerlerde yağışın fazla olmasına karşın yeraltına sızmanın çok olması, yerüstü sularının zayıf olmasına yol açar. Bu nedenle de bu yerlerde nüfus yoğunluğu azdır.

Dağlar kıyıdan itibaren yükseldiği ve kıyıya paralel olduğu için iç kısımlarla ulaşım ancak bazı geçitlerle sağlanabilmektedir.

Bölgedeki başlıca geçitler şunlardır: Göller Yöresi'ni Antalya'ya bağlayan Çubuk geçidi, İç Anadolu'yu Silifke'ye bağlayan Sertavul geçidi, Amik Ovası'nı İskenderun'a, hatta Suriye'ye bağlayan Belen geçidi ve Çukurova'yı İç Anadolu'ya bağlayan Gülek geçididir. Bu bölgedeki ovalar çöküntü alanlarında alüvyonların yığılması ile oluşmuş birikim alanlarıdır. Bu birikim alanlarından en önemlileri Çukurova delta ovası ile Hatay çukurluğundaki Amik ovasıdır. Akdeniz Bölgesi'nin batısında da kıyıda Antalya ovası ile Göller yöresinin küçük çöküntü ovaları bulunmaktadır. Akdeniz Bölgesi genel olarak engebeli ve dağlıktır. Bölgenin % 80'ini kıyıya paralel uzanan Toros Dağları ile yüksek platolar oluşturur. Bu durum, bölgede nüfus dağılışını, kara ulaşımını, bitki örtüsünü, turizm çeşitliliğini çok etkiler. Sanayi ürünleri çeşitliliği ise bu durumdan en az etkilenir.
Akarsu ve Göller;

Bölgedeki akarsular düzensiz rejime sahiptirler. Akarsu rejiminin düzensiz olmasında çeşitli faktörlerin etkisi vardır. Bunlar: Bölgede etkili olan Akdeniz ikliminde yağışların çoğu kış aylarında görülür. Yaz ayları ise çok sıcak ve kurak geçer. Bunun sonucu olarak akarsular kışın kabarır, yazın ise kuruyacak seviyeye gelir. Bölgede karstik yeryüzü şekillerinin geniş yer tuttuğu görülür. Bunun sonucu olarak, yağışlı mevsimlerde suyun bir kısmı yer altına sızarak akarsuların fazla kabarmasını önler. Yazın ise yeraltı suyunun akarsuya karışarak su seviyesinin alçalmasını az da olsa engellediği görülür.

Bölgenin en önemli akarsuları, Asi, Seyhan, Ceyhan, Göksu, Manavgat, Aksu ve Dalaman çayıdır. Bölge göl bakımından zengindir.

Batısında tektonik ve karstik etkenlerle oluşan göllerin yer aldığı Göller Yöresi bulunmaktadır. Beyşehir, Eğirdir, Burdur, Acıgöl, Suğla, Söğüt, Salda, Elmalı ve Kovada gölleri bulunur. Eğirdir Gölü tatlı su gölüdür. Bunun nedeni fazla sularını yer altından Aksu'ya ve dolayısıyla Akdeniz'e boşaltmasıdır.

Bu göllerden Suğla Gölü, zaman zaman kuruyacak derecede su kaybına uğrar. Doğuda Hatay yöresindeki Amik Gölü de, Asi nehrinin taşkınlarının bataklık şeklinde olduğu bir göldür. Bu alan akarsuların getirdiği alüvyonlarla büyük ölçüde dolmuştur
İklim ve Bitki Örtüsü;

Bölgede karakteristik Akdeniz iklimi görülür. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Yıllık sıcaklık ortalaması 18°C'dir. Kıyıda yıllık yağış miktarının 1000 mm yi bulduğu yerler vardır. Akdeniz kıyıları kış mevsiminin en ılık geçtiği bölgemizdir. Buna yol açan nedenler, nemlilik miktarı, güneş ışınlarının düşme açısı ve Toros Dağları'nın doğrultusu ve yükseltisidir. Toroslar, kışın kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin kıyıya inmesini önler. Yağış maksimumu kış mevsimine rastlar. Bölgedeki yaz kuraklığı ise, dinamik yüksek basınç alanlarının etkili olması, bölgenin alçalıcı hava hareketlerinin etkisine girmesinin sonucudur.

Kıyıdan itibaren yükseldikçe sıcaklık düşmekte, yağış miktarı artmaktadır. Denize dönük yamaçların etekleri bol yağış alır. Batıda Antalya çevresi doğuda, Hatay, Dörtyol, Osmaniye, Kadirli, Bahçe çevresi 1000 mm civarında yağış alır. Oysa ovadaki Mersin ve Adana çevresi 600 - 700 mm yağış almaktadır. Karasallaşmanın belirgin olduğu yerler, bölgenin batı kesiminde genişler. Göller yöresi ve Teke yöresi karasallığın en belirgin olduğu yerlerdir. Sıcaklık farkları artar, kışlar daha uzun sürer. Akdeniz Bölgesi'nde 700 - 800 m'ye kadar maki bitki örtüsü hakimdir. Maki, zeytin, mersin, defne, sakız ağacı, zakkum, keçiboynuzu, vb. kuraklığa dayanıklı bodur bitkilerden oluşur. Bölgedeki ormanlar, makiden sonra başlar, 2400 m'ye kadar devam eder. Daha sonra dağ çayırları yer alır. Orman alanları üzerindeki dağ çayırları yazın kuraklığın etkisi ile kururlar. Akdeniz Bölgesi'nin iç kesimlerine doğru gidildikçe iklim karasallaşır. Özellikle Göller Yöresi'nde yıllık yağış miktarı ve kış sıcaklık değerleri düşmüştür.
Tarım ve Hayvancılık;

Bölgede tarım alanları sınırlı olmasına rağmen kıyı şeridinde en önemli ekonomik etkinlik tarımdır.

En önemli tarım alanları başta Çukurova olmak üzere Amik ve Antalya ovalarıdır. İklim özellikleri tarımsal yaşamı şekillendirir. Tarım alanlarından yıl içinde birden çok ürün alma bakımından en elverişli koşullara sahip olan bölgemizdir. Bölgede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri şunlardır:

Buğday: Bölgenin hemen her tarafında yetiştirilir. Çukurova'da pamuk ekilmeyen alanlarda da ekilir.

Pirinç: Hatay'da Amik Ovası'nda, K. Maraş çevresinde ve Silifke civarında yetiştirilir.

Pamuk: Başta Çukurova olmak üzere diğer kıyı ovalarında yetiştirilir. Türkiye pamuk üretiminin yaklaşık % 33'ü bölgeden karşılanır. Tütün: Göller Yöresi'nde ve Hatay çevresinde yetiştirilir. Gül: Özellikle Isparta ve Burdur çevresinde tarımı yapılır.

Turunçgiller: Kıyı boyunca Finike, Antalya, Alanya, Anamur, Silifke, Mersin, ve Dörtyol'da yetiştirilir. Türkiye turunçgil üretiminin yaklaşık % 89'u bölgeden karşılanır.

Muz: Alanya ve Anamur çevresinde yetiştirilir. Türkiye'de yetiştirilen muzun tamamı bölgeden karşılanır.

Haşhaş ve ve şekerpancarı: Özellikle Göller Yöresi'nin ürünleridir.

Zeytin ve üzüm:
Kıyı şeridinde hemen her yerde yetiştirilir. Ancak bölge halkı daha kârlı olan pamuk üretimine önem verdiği için zeytincilik ve bağcılık fazla gelişememiştir.

Bölge soya fasulyesi, yer fıstığı ve mısır üretiminde de Türkiye'de ilk sıradadır.

Seracılığın en yaygın olduğu bölge Akdeniz Bölgesi'dir. Bölgede kış sıcaklığının sıfır derecenin altına düşmemesi turfanda sebze ve meyveciliğin gelişmesine yol açmıştır. Mersin - Antalya kıyı şeridi turfanda sebzeciliğin en yaygın olduğu yerdir.

Akdeniz Bölgesi'nde hayvancılık fazla gelişmemiştir. Sığır, koyun ve keçi Toroslar'da yaylacılık sistemiyle yetiştirilir. Hayvanlardan en yaygın olanı kılkeçisidir. Çünkü bu hayvan Toroslar'ın sarp yamaçlarında yaşamını kolayca sürdürür.
Yeraltı Zenginlikleri;
 
Krom : Fethiye- Dalaman ve Adana (Aladağlar) çevresinde çıkarılır. Barit : Mersin ve Adana çevresinde çıkarılır. Boksit(alüminyum): Batı Toroslar'da Seydişehir çevresinde çıkarılır. Kükürt : Keçiborlu (Isparta) çevresinde çıkarılır. Demir : Adana (Feke ve Saimbeyli) çevresinde çıkarılır. Asbest : Doğu Akdeniz'de Hatay çevresinde çıkarılır.
Sanayi;

Adana Bölümü'nde sanayi daha fazla gelişmiştir. Adana Bölümü'nde dokuma, tütün, gıda, kimya, tarım araçları, çimento, madeni eşya, cam ve tuğla fabrikaları vardır. Mersin, önemli bir liman kentidir.

Mersin'de, Ataş petrol rafinerisi bulunur.

Antalya'da ferro - krom tesisleri, yağ fabrikaları bulunur. Isparta'da gülyağı fabrikaları, çimento fabrikası, tarım araçları yapım merkezleri ve halı fabrikası bulunur. Burdur'da gül yağı fabrikası, şeker fabrikası, tarım araçları fabrikası, süt ve yem fabrikaları yer alır.
Turizm;

Bölge turizmden elde edilen gelirler bakımından 3. sıradadır. Burdur'da İnsuyu mağarası, Alanya'da Damlataş mağarası, Tarsus'ta Yedi uyuyanlar mağarası, Antalya yakınlarında Karain mağarası, Düden, Manavgat,

Kurşunlu ve Tarsus şelaleleri, Mersin'deki Cennet ve Cehennem obrukları ve Dilek kuyu mağarası bölgede yer alan ve turizm faaliyetlerine neden olan karstik şekillerdir. Ayrıca yazın erken başlaması deniz turizminin de erken başlamasına ve gelişmesine neden olmuştur. Bütün Akdeniz kıyıları boyunca turistik tesisler kurulmuştur ve kurulmaktadır. Akdeniz Bölgesi'nde Olimpos - Beydağları Sahil,Güllük Dağı (Termessos), Kovada Gölü, Kızıldağ,

Köprülü Kanyon ve Karatepe - Aslantaş milli parkları bulunur. Antalya'da her yıl düzenlenen Altın Portakal Film Festivali ile Mersin Moda ve Tekstil Fuarı da önemli turizm etkinliklerindendir.
Nüfus ve Yerleşme;

1997 nüfus sayımına göre, bölgede 8,1 milyon insan bulunmaktadır. Nüfus sayısı bakımından beşinci sırada yer alır. Nüfus yoğunluğu km2 ye 66 kişidir.

Akdeniz Bölgesi'nde nüfusun %70'i Adana Bölümü'nde toplanmıştır.

Bu durumun başlıca nedenleri; • Zengin tarım alanı olan Çukurova'nın varlığı, • Çukurova'da tarım ürünleri işleyen sanayi kuruluşlarının fazlalığı, • Adana Bölümü'nün yollarla Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu'ya bağlanmasıdır. Adana Bölümü'nde Adana, Mersin, İskenderun, Antakya, Kahraman Maraş, Tarsus, Kilis, Kozan, Kadirli, Osmaniye gibi büyük il ve ilçelerde sanayi, tarım ve ticaretin aktif olması nüfusun artmasına neden olmuştur.

Antalya Bölümü'nde ise nüfus, bölge nüfusunun %30 unu oluşturur. Çünkü;

• Antalya Ovası Çukurova kadar verimli değildir.

• Kalkerli kayaların varlığıyla karstlaşma, tarım hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.

• Antalya Bölümü'nde ulaşım fazla gelişmemiştir. Burdur ve Isparta yöresi demir yoluyla Ege Bölgesi'ne bağlanmış ve İzmir'in ard bölgesi durumuna gelmiştir.

• Antalya Bölümü'ne bağlı kıyı ovalarının, son yıllarda turizm faaliyetlerine bağlı olarak nüfusu artmaktadır. Buna karşılık toplu yerleşme daha fazladır. Ancak suyun bol olduğu yörelerde dağınık yerleşmeye rastlanır. Bölgenin kıyı ovalarında turistik tesislerin yaygınlığından dolayı dağınık yerleşme hakimdir. Bölgede köy ve kasaba evlerinin yapı malzemesini daha çok kalker taşları oluşturur. Akdeniz Bölgesi nüfus yoğunluğu açısından Türkiye ortalamasının altında bir durum gösterir. Bunun en önemli nedeni bölgenin %90'ını işgal eden Toroslar'dır. Toroslar, Teke ve Taşeli Yöresi Türkiye'nin en seyrek nüfuslu yerlerindendir. Adana Bölümü'nde özel konumunun etkisiyle nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir. Adana Bölümü'ndeki Çukurova pamuk tarımı nedeniyle, Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinden mevsimlik göç alır. Çukurova'da nüfus yaz mevsiminde artmaktadır. Bu artışta tarım işçilerine olan gereksinimin artması rol oynar.
Bölge İle İlgili Notlar;

En fazla yer fıstığı üretimi,
En fazla anason üretimi,
Tek Muz yetişme alanıdır,
En fazla seracılık,
En fazla boksit çıkarımı,
En fazla kükürt çıkarımı,
En fazla intansif tarımın yapıldığı,
En fazla karstik şekillerin görüldüğü, En geniş alüvyon ova Akdeniz Bölgesindedir.

Bölge içerisinde;
En az ve en seyre nüfuslu yerler, Taşeli ve Teke yarım adasındadır.
En çok kıl keçisi Adana bölümünde yetişir.
Antalya bölümünün ekonomiye en önemli katkısı Turizmdir.
Adana bölümünün ekonomiye en önemli katkısı ise Tarımdır.
En Büyük şehri Adana'dır.

30 Aralık 2010 Perşembe

EGE BÖLGESİ

Coğrafi Konumu;

Yurdumuzun batısında alan bakımından 5. büyük bölgemizdir. Kuzeyinde Marmara ,doğusunda İç Anadolu ve güneyinde Akdeniz Bölgeleri vardır. Batısında ise ismini aldığı Ege denizi bulunmaktadır.

Yer Şekilleri;

Bölgedeki yer şekillerinin bir kısmı yer kabuğu hareketleri ile oluşan (Orojenez-Dağ oluşumu) kırılmalarla meydana gelmiştir. Kırılma yerlerinde yükselen yerler Horst (dağ), çöken yerler de Grabeni (çöküntü ovası) oluşturmuştur. Horst ve graben oluşumunun en fazla olduğu bölgemizdir.

Horstlar; Kaz d.,Madra d., Yunt d., Boz dağlar, Aydın dağları ve Menteşe dağlarıdır.

Grabenler; Edremit, Bakırçay, Gediz, K.Menderes ve B.Menderes’tir.

Bölgenin batısında dağlar kıyıya dik uzanmıştır. Bunun sonucunda;
- Girinti-çıkıntı fazladır. Bir çok koy ve körfez oluşmuştur. Körfezler; Edremit, Dikili, Çandarlı, İzmir, Kuşadası, Güllük ve Gökovadır.
- İç kesimlere ulaşım kolaydır. Limanların hinterlandı (ard bölgesi) geniştir. Yani geniş alana hitap eder.
- Deniz etkisi iç kesimlere kadar sokulabilir.
- Enine kıyı tipi oluşmuştur.
- Kıta sahanlığı (kıyıdan 200 m derinliğe kadar olan deniz) geniştir.

Bölgenin güney batısında (Menteşe yöresinde) dağların uzanışı değişmiştir. Dağlar burada K.batı-G.Doğu yönlüdür. Bu kıyılarda akarsu vadilerinin deniz suları altında kalması sonucu oluşan kıyı tipine Ria tipi kıyılar denir.

Manisa-Kula çevresinde volkanizma ile oluşmuş küçük koniler vardır.

İç kesimlerde yükselti artmakta ve dağların doğrultusu değişmektedir. Burada en önemli yüksek düzlük Yazılı kaya platosudur.
İklim ve Bitki Örtüsü;

Bölgenin batısında iç kesimlere kadar etkili olan iklim Akdeniz İklimidir. Yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlıdır.

En sıcak ay ortalaması 27-28°C , en soğuk ay ortalaması 8-10 °C dir. Yıllık ortalama 17-18°C dir.

Kar yağışı ve don olayı çok ender görülür.

En fazla yağış kışın , en az yağış yazın düşer.

Kışın görülen yağışlar Cephesel kökenlidir.

Yıllık yağış miktarı yükseltiye göre değişir. Ortalama 600-1000 mm arasındadır.

Bitki örtüsü maki dediğimiz bodur bitki topluluğudur. Maki; mersin, defne, kocayemiş, zeytin, zakkum, keçiboynuzu, kermez meşesi vb bitkilerden oluşur. Yüksek yerlerde ormanlar vardır (kızılçam ormanları) .

Bölgede Akdeniz iklimi güneyden kuzeye doğru enlemin, batıdan doğuya doğru da yükseltinin etkisiyle bozulur.

İç kesimlere doğru gidildikçe yükseltinin artması ve deniz etkisinden uzaklaşma sebebiyle karasal iklime geçilir. Bu sebeple iç kesimlerde kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Bitki örtüsü bozkırdır. Yükseklerde yer yer meşe ormanları vardır.
Akarsu ve Göller;

Bölgenin başlıca akarsuları çöküntü ovalarını geçerek Ege Denizine dökülen Bakırçay, Gediz, K. ve B. Menderes akarsularıdır.

Yatak eğimleri az olduğundan akarsularda menderes olayının en fazla görüldüğü bölgemizdir. Döküldükleri denizde alüvyonları biriktirmek suretiyle delta ovaları oluşturmaktadırlar. Örnek: önceleri liman kenti olan tarihi Milet ve Efes kentlerinin bugün iç kesimde kalması.

Başlıca gölleri Marmara ve Bafa (Çamiçi) gölleridir.

Bu göller oluşum bakımından alüvyon set gölüne örnektir. Bölgede ayrıca Gediz’de Demirköprü, B.Menderes üzerinde Kemer ve Adıgüzel baraj gölleri vardır.
Ekonomik Faaliyetler;

Tarım:

 

Bölgenin batısında bulunan verimli tarım alanlarında iklim şartları da elverişli olduğu için ticari tarım ürün çeşitliliği fazladır. Yetiştirilen ürünler;

Zeytin (%58): Bölgenin batısındaki çöküntü ovaları ve kenarlarında tarımı yapılabilmektedir. En fazla Edremit-Ayvalık-Burhaniye çevresinde yoğunluk kazanmıştır.

Üzüm (%40):
Manisa, İzmir ve Denizli çevresinde üretilen çekirdeksiz üzümler kurutulmaktadır. Önemli ihracat ürünümüzdür.

Haşhaş(%86):
Devlet kontrolünde Afyon başta olmak üzere , Uşak, Kütahya, Denizli ve son olarak ta Manisa’nın bazı ilçelerinde tarımı yapılmaktadır.

Tütün(%55): Bölgenin batısında Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli çevrelerinde tarımı gelişmiştir.

İncir(%82): En fazla Aydın çevresinde (B.ve K.Menderes ovalarında) tarımı yapılmaktadır.

Pamuk(%39): Bölgenin batısındaki bütün çöküntü ovalarında tarımı yapılmaktadır.

Patates: İzmir-Ödemiş çevresinde yoğun olarak tarımı yapılır.

Turunçgiller(%11):
Bölgenin batısında İzmir’e kadar olan güney kıyılarında tarımı yapılır. Ayrıca iç kesimlere kadar (150-200 km) da sokulabilmektedir. Sebebi dağların denize dik olmasıdır.

Sebze(%20):
Bölgenin batısında kışların ılık geçmesinden dolayı seracılık faaliyetleri ile sebze üretimi bütün yıl yapılabilmektedir.

Susam (%24): Batıdaki çöküntü ovalarında tarımı yapılabilmektedir.

Buğday(%10): Bölgenin her yerinde buğday yetiştirilebilmektedir. Ancak daha çok İç Batı Anadolu Bölümünde tarımı gelişmiştir.

Arpa(%14): Tarımı daha çok iç kesimlerde gelişmiştir.

Ş.Pancarı(%11): Afyon , Uşak, Kütahya çevresinde tarımı gelişmiştir.

Hayvancılık:

Büyük kentler çevresinde (İzmir-Manisa-Denizli) kümes hayvancılığı, Muğla, Aydın, İzmir, Manisa çevresinde

Arıcılık, kıyılarda balıkçılık( Bodrum-Marmaris kıyılarında sünger avcılığı da yapılır), Menteşe yöresinde kıl keçisi yetiştiriciliği gelişmiştir. Ayrıca şeker fabrikaları ile büyük kentler çevresinde büyük baş hayvancılık, iç kesimlerde de koyun yetiştiriciliği gelişmiştir.

Madenler:

Linyit:
Türkiye’de en fazla linyitin çıkarıldığı ve en kaliteli linyitlerin bulunduğu bölgemizdir. Linyit yatakları fazla olduğu için termik santraller de fazladır.

Bölgede Linyit; Manisa(Soma), Aydın, Muğla (Yatağan ), Kütahya (Tavşanlı,Tunçbilek, Seyit Ömer, Değirmisaz) ve Denizli çevresinde çıkarılmaktadır.

Demir: Edremit (Kaz dağı) çevresinde çıkarılır.
Bor Mineralleri: Kütahya-Emet
Civa: İzmir (Ödemiş-Karaburun-Çeşme), Uşak (Eşme)
Tuz: İzmir-Çamaltı Tuzlası
Mermer: Afyon, Kütahya, Manisa çevresi
Krom: Kütahya, Muğla çevresi.
Zımparataşı: İzmir-Aydın-Muğla çevresi

Sanayi:


 

Marmara Bölgesinden sonra sanayinin en fazla geliştiği bölgemizdir.

Dokuma: Denizli, Aydın (Nazilli) İzmir, Manisa.
Petro-kimya: İzmir-Aliağa.
Deri-Kösele: İzmir, Manisa, Uşak
Şeker: Afyon, Uşak, Kütahya
Çini-porselen: Kütahya
 
Çimento: İzmir, Denizli, Afyon
Gübre:
Kütahya,İzmir
Termik santral: Muğla (Yatağan-Gökova), Manisa-Soma, Kütahya( Tunçbilek-Seyitömer)
Jeotermal enerji santrali: Denizli-Sarayköy,aydın germencik
Halı-Kilim: Manisa (Kula,Demirci, Gördes), Kütahya (Simav), Muğla-Milas, Denizli-Tavas.
Kağıt: Afyon-Çay, İzmir
Otomotiv: İzmir
Elektronik eşya: İzmir, Manisa, Aydın-Nazilli, Denizli,
Mobilya: İzmir-Karabağlar
Deterjan: İzmir, Manisa
İlaç: İzmir
Sigara: İzmir, Manisa-Akhisar (Açılmayı bekliyor)
Seramik: Kütahya , Manisa (Turgutlu-Akhisar)
Tuğla-Kiremit: Manisa (Turgutlu-Salihli-Alaşehir-Akhisar), Aydın

Turizm:

 

Marmara Bölgesinden sonra turizmin en fazla geliştiği bölgemizdir. En fazla gelişen turizm etkinliği deniz turizmidir. Ayrıca tarihi eserler bakımından da zengindir.

Meryemana, Bergama, Bodrum, Sart ,Milet ,Pamukkale(Hieropolis) , Çavdarhisar bölgedeki başlıca antik kentlerdir.

Pamukkale travertenleri ile önemli turizm kentimizdir. Sağlık turizmi (Balçova,Çeşme, Pamukkale, Karahayıt, Eynal) ve milli parklar (Dilek yarımadası, Spil Dağı) diğer turizm kaynaklarıdır.
Nüfus ve Yerleşme;

Marmara Bölgesinden sonra en fazla göç alan bölgemizdir. Göçlerle bölge nüfusu sürekli artmaktadır. Yaz döneminde bölgenin batısında turizm ve tarım işçi göçünden dolayı da mevsimlik nüfus artışı görülür.Nüfus genelde bölgenin batısındaki çöküntü ovaları kenarında toplanmıştır. İç kesimlerde nüfus seyrektir. Sebebi iklimin karasal olması, sanayinin gelişmemesidir. Kıyıda menteşe yöresi yer şekillerinin engebeli olmasından dolayı seyrek nüfuslanmıştır.
Bölümleri

ASIL EGE (KIYI) BÖLÜMÜ

Çöküntü ovalarının son bulduğu yere kadar devam eder. Önemli yerleşim birimleri; İzmir, Manisa, Denizli, Aydın ve Muğla’dır.

Akdeniz iklimi görülür.

Verimli tarım alanları geniş alan kaplar.Ticari tarım ürün çeşidi fazladır.

Sanayi ve ticaret gelişmiştir. Ticaretin gelişmesinde her yıl İzmir’de düzenlenen uluslar arası fuarın da etkisi vardır.

Türkiye’nin en büyük ihracat limanı olan İzmir Limanı bu bölümdedir. İzmir limanının gelişmesinde; hinterlandının geniş olması(iç kesimlerle bağlantısının iyi olması) ve çevresindeki tarım alanlarında ticari tarım ürünlerinin yetişmesi etkili olmuştur.

Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir.

ilk demiryolu Aydın-İzmir arasında yapılmıştır. Bugün Muğla hariç bütün illerinden demiryolu geçmektedir.

Türkiye’nin tek jeotermal enerji santralı Denizli–Sarayköy’dedir.

İlk dokuma fabrikamız Aydın-Nazilli’de açılmıştır.

Türkiye ekonomisine daha çok tarım, sanayi ve turizm yönüyle katkı sağlar.

İÇBATI ANADOLU BÖLÜMÜ

Afyon, Uşak ve Kütahya’yı içine alan bölümdür.

* Karasal iklim etkilidir. Tarım ürün çeşidi azdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, ş.pancarı ve haşhaştır.

* Sanayi gelişmemiştir.
* Nüfus seyrektir.
* Ekonomimize katkısı daha çok tarım ve hayvancılıktır.

KARADENİZ BÖLGESİ

Karadeniz Bölgesi


Coğrafi Konumu:
Bölge, Türkiye’nin kuzeyindedir. İsmini kuzeyindeki Karadeniz’den alır. Bölge, doğuda Gürcistan sınırından başlayarak, batıda Sakarya Ovası ile Bilecik’in doğusunda kadar uzanır.

Türkiye yüzölçümünün % 18'ine sahip olan bölge, bu oranla yüzölçüm bakımından üçüncüdür. Doğu - batı istikametinde en uzun olan bölgemizdir. Bölge, batıdan doğuya doğru yaklaşık 1400 km lik uzunluğa, kuzey - güney istikametinde ise 100 - 200 km arasında değişen genişliğe sahiptir.

Yeryüzü Şekilleri:
Bölgenin yeryüzü şekillerini III.jeolojik devirde Alp kıvrımları sonucu oluşan doğu- batı yönündeki Kuzey Anadolu Dağları ile bu dağlar arasındaki oluklar oluşturmaktadır.

Batıda üç kuşak halinde uzanan bu dağlar kuzeyden güneye doğru; Küre, Bolu-Ilgaz ve Köroğlu dağları şeklindedir. Ortada Canik Dağları ve Doğuda ise iki kuşak halindedir. Bunlar; kuzeyde Giresun-Rize Dağları, güneyde ise Mescit, Kop ve Çimen dağları şeklindedir.

Karadeniz boyunca uzanan dağların yükseltileri batıda 2000 m civarında olup, Orta Karadeniz'de 1000 m'ye kadar inmekte, doğuda ise yükselti 4000 m'ye çıkmaktadır (en yüksek yer Rize’de Kaçkar dağıdır).

Dağların kıyıya paralel uzanması sonucunda kıyılar fazla girintili - çıkıntılı değildir. Küçük koylar hariç, kıyılarda önemli girinti ve çıkıntı yoktur. Bu nedenle Sinop limanı dışında, büyük gemileri barındıracak doğal limandan yoksundur..

Güçlü dalgalar, kıyıda falez oluşumuna neden olur. Kıyılar boyuna kıyı tipi özelliğini taşır. Kızılırmak ve Yeşilırmak ağzında oluşan deltalar dışında, kıyı çoğu yerde diktir.

Bölgenin kuzeye bakan yamaçlarında, yamaç yağışları artmıştır.

Kıyı kesim ile iç kesim arasında önemli iklim farklılıkları ve buna bağlı olarak da tarımı yapılan ürün çeşidinde değişiklikler görülmektedir.

Yağış ve eğimin fazla olması, zeminde killi toprağın bulunması, bölgede heyelanlara yol açar. Heyelan olayının en fazla görüldüğü bölgemizdir.

Dağların yükselti ve doğrultusu, ulaşım, iklim ve tarımsal faaliyetleri de etkiler. Orta Karadeniz dışında ulaşım Zigana (Kalkanlı) ve Kop geçitler gibi önemli geçitlerden sağlanmıştır. Zigana geçidi Trabzon'un gelişmesine neden olmuştur.

Sinop, doğal limana sahip olduğu halde, dağların ulaşımı zorlaştırması nedeniyle diğer liman kentleri kadar gelişmemiştir .

Dağların kıyıya paralel olması tarım alanlarını sınırlandırmıştır. Dağlarda eğimin fazla olması makineli tarımı zorlaştırmıştır. Bölgede hayvan ve insan gücüne halâ ihtiyaç duyulmaktadır.

Dağların geniş yer kaplaması büyük kentlerin kurulmasını önlemiş, kentlerin kıyıda birbirine yakın ve küçük olmasına yol açmıştır.

Toprak Özellikler:
Bölgede, iklime bağlı olarak asit tepkime (reaksiyon) gösteren, koyu renkli, humus bakımından zengin yıkanmış çeşitli topraklar bulunur. Kuzey Anadolu Dağları’nın fazla yağış alan kuzey yamaçlarında boz ve esmer renkte kireçsiz orman toprakları yaygındır. Toprak yüzeyinde kimyasal reaksiyonun fazla olması, toprak katmanlarının kalınlaşmasını kolaylaştırır. Aynı dağların güneye bakan yamaçlarında yağışın azalması ve güneş radyasyonunun artmasıyla kireçli kahverengi orman toprakları bulunur. Batı Karadeniz Bölümü’nde de podzol topraklarına rastlanır.

Akarsu ve Gölleri:
Bölgenin en önemli akarsuları, Çoruh( Türkiye'nin en hızlı akışlı akarsuyudur), Yeşilırmak, Kızılırmak, Bartın(Üzerinde ulaşımın yapılabildiği tek akarsuyumuzdur) ve Yenice (Filyos) çayları ile bir bölümü bölgede yer alan Sakarya'dır.

Kaynağını dağ sıralarının denize dönük yamaçlarından alan akarsular bol yağış ve eğim nedeniyle, gürdür. Ancak küçük dereler halindedir.

Bölgede göller az ve küçüktür. Başlıcaları; Tortum, Sera, Abant ve Yedigöller (heylan set gölleri),

İklim ve Bitki Örtüsü:
Bölgede Karadeniz iklim şartları etkilidir. Her mevsim yağışlıdır. Yıllık sıcaklık farkı azdır. Yazları serin, kışları ılıktır.

Türkiye'nin en fazla yağış alan bölgesi Karadeniz'dir. İl olarak Rize (2400 mm)en fazla yağış alan ilimizdir ( Sebebi güneyindeki yüksek dağların hakim rüzgar yönüne dik olmasıdır.) Yıllık yağış miktarı 1500 mm kadardır.

Dağlar kıyı kesimin nemli havasının iç kısımlara geçmesini engeller Bölgenin kıyı ile iç kesimleri arasında önemli iklim farkları görülür.

Kıyıdan iç kesimlere doğru gidildikçe hem yağış oranı azalmakta, hem de karasallık nedeniyle sıcaklıklar düşmektedir. Karasal iklimin görüldüğü yerlerde yazlar sıcak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır.

Dağların yükselti ve doğrultusu nedeniyle Orta Karadeniz'de denizel iklimin yayılma alanı, Doğu ve Batı Karadeniz'e oranla daha geniştir.

Orta Karadeniz Bölümü'nde dağların iç kısımlardan başlaması nedeniyle yağış miktarında azalma görülür. Yıllık yağış 700 mm'ye kadar iner. Batıya doğru yağışlar tekrar artış gösterir, yıllık 1000 mm'yi geçer.

Doğu Karadeniz'in kıyı kesiminde kış sıcaklık ortalamaları fazla düşmediğinden burada narenciye (turunçgiller) tarımı yapılabilmektedir.

Bölgede dağların denize bakan yamaçları bol yağış aldığından gür ormanlarla kaplıdır. İç kısımlara gidildikçe soğuğa dayanıklı ağaç türleri ile bozkırlar bitki örtüsünü oluşturur. Kıyıdan yamaç boyunca yükseldikçe sıcaklığın düşmesine bağlı olarak bitki örtüsünün değiştiği görülür. Kıyıdan 800 metre yüksekliğe kadar olan alanda yayvan yapraklı ağaçlar, 800 - 1500 metre arasında karışık yapraklı ,1500-2000 metreye kadar olan alanda iğne yapraklı ağaçlar, 2000 metreden sonra ise dağ çayırları görülmektedir.

Bölgenin yağış dağılışında hakim rüzgâr gönü ile yamaçların konumu ve yükseltisi en önemli etkenlerdir. Batı Karadeniz ile Doğu Karadeniz'in yıllık ortalama yağış miktarının Orta Karadeniz'den fazla olmasında; Batı ve Doğu Karadeniz'de kıyının hakim rüzgâr yönüne dik uzanması ve yükseltinin artması rol oynar. Kıyılardaki yağış miktarının fazla ve düzenli oluşuna bağlı olarak; Akarsuların debileri yüksektir. Tarımda sulama fazla gerekmez ve nadas tarımı çok az görülür. Orman alanları geniştir.Orman yangınları görülmez.
Nüfus ve Yerleşme:
Bölgede 2000 nüfus sayımına göre 8 439 213 kişi yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının altındadır. Fakat Orta ve Doğu Karadeniz bölümlerinin özellikle kıyı kesimlerinde nüfus yoğunluğu fazladır.

Doğal koşullar nedeniyle nüfusun büyük bölümü kıyıda toplanmıştır. İç kısımlar kıyılar kadar yoğun nüfuslu değildir.

Kıyı ovaları, maden ve endüstri bölgeleri yoğun nüfusludur. Bölgede doğal koşullar nedeniyle şehirleşme oranı düşüktür.

Bölgede genel olarak dağınık yerleşme görülür

Bölge nüfusunun yaklaşık %70'i kırsal kesimde oturur. Türkiye genelinde en fazla kırsal nüfusa sahip bölgedir. En önemli şehir merkezleri kıyı şeridindedir. Bunlar Samsun, Zonguldak ve Trabzon'dur. Bölgedeki tarım alanlarının sınırlı oluşu, hızlı nüfus artışı, endüstrinin gelişmemesi, açık deniz balıkçılığının yapılamayışı, bölgeden diğer bölgelere (özellikle Marmara'ya) yoğun göçlere neden olmaktadır.

Diğer bölümler göç verirken Batı Karadeniz göç almaktadır. Sebepleri: Ereğli-Zonguldak taşkömürü havzalarının varlığı, Karabük ve Ereğli'de demir -çelik endüstrisinin gelişmesidir.

Orta Karadeniz Bölümü dışında iç kesimler seyrek nüfusludur. Orta Karadeniz'de ise, küçük ovaların iç kesimlerde de yer alması nüfusun kıyı ile dengelenmesini sağlamıştır.

Bölgede iç kesimlerde toplu, kıyıda dağınık yerleşme görülür. Yurdumuzda dağınık yerleşmenin en fazla görüldüğü bölge Karadeniz Bölgesi , bölüm ise Doğu Karadeniz Bölümüdür.Bu durum yağışın bol, arazinin engebeli olması ve tarım alanlarının dağınık olmasından kaynaklanır.

Tarım:
Her mevsim yağış görülmesi, yaz kuraklığı isteyen (buğday, arpa, yulaf, çavdar, mercimek, pamuk) ürünlerin yetişmesini önlemiştir. Kıyı kesimde tahılın yerini mısır almıştır.

Kış mevsiminde Doğu Karadeniz'de kış ılıklığı fındık, çay, turunçgil, zeytin gibi ürünlerin yetişmesini kolaylaştırmıştır. İç bölgelerde yağış azlığı orman örtüsünün azlığına, tahıl ve şekerpancarı gibi ürünlerin öne çıkmasına yol açar. Bölgede çalışan nüfusun %70'i geçimini tarımdan sağlamaktadır. En verimli tarım arazileri kuzeye bakan yamaçlarda görülür.

Bölgede Yetişen Başlıca Tarım Ürünleri:


Fındık : Trabzon, Giresun ve Ordu başlıca üretim alanlarıdır. Türkiye toplam üretiminin % 83'ü bölgeden karşılanır.

Çay : Giresun'dan Gürcistan'a kadar olan kıyı şeridinde yetiştirilir. Rize çevresinde yoğunlaşır. Türkiye toplam çay üretiminin %100'ü bu bölgeden karşılanır. Tabii ekim alanı en dar olan ürünlerimizdendir.

Tütün : Daha çok Orta Karadeniz Bölümü'nde (Samsun, Amasya ve Tokat çevresi) yetiştirilir. Ayrıca Batı Karadeniz'de Düzce dolaylarında da üretimi yapılır. Türkiye toplam tütün üretiminin %15'i bölgeden karşılanır.

Mısır : Bütün kıyı boyunca yetiştirilir. Halkın temel besin maddesi olduğu için bölge ticaretinde önemi yoktur.

Elma : Bölgede Amasya başta olmak üzere Kastamonu ve Tokat çevresinde yetiştirilir.

Şekerpancarı: Amasya, Tokat, Kastamonu çevresinde tarımı yapılmaktadır.

Keten-kenevir: Kastamonu başta olmak üzere Sinop, Zonguldak çevresinde tarımı gelişmiştir.

Soya Fasulyesi: Ordu- Giresun çevresinde tarımı yapılmaktadır.

Zeytin: Soğuktan korunmuş Çoruh vadi oluğunda ( Artvin -Yusufeli) tarımı yapılır.

Turunçgiller: Kış ılıklığı sebebiyle Rize çevresinde tarımı yapılır.

Kivi: Son yıllarda Rize ve Trabzon çevresinde tarımı yapılmaya başlamıştır.

Hayvancılık:
Bölgede hayvancılık faaliyeti önemli bir ekonomik etkinliktir. Kıyı kesiminde bitki örtüsünün gür olması, yüksek dağ çayırlarının bulunması ve arazinin engebeli olması ve nemli iklim nedeniyle büyükbaş hayvancılık yapılır.

Büyük baş hayvancılık ön plandadır.

Bölgenin kuzeyindeki Karadeniz, balık potansiyeli bakımından zengindir. Türkiye balık üretiminin yaklaşık % 80'i Karadeniz'den karşılanır. Son yıllarda aşırı avlanma ve denizin kirlenmesi nedeniyle balık üretiminde düşme görülmüştür. Karadeniz'de 200 m den daha derinlerde zehirli gazlar sebebiyle canlı hayatı yoktur.

Küçükbaş hayvancılık bölgenin iç kesimlerindeki ovaların kenarlarında yaygındır.

Arıcılık faaliyetleri de bölgede gelişmiştir.

Özellikle Rize-Anzer yöresinin balları çok ünlüdür. 

Sanayi:
Demir - çelik : Divriği (Sivas)'den çıkarılan demir cevheri, Samsun limanı vasıtasıyla taşınarak Karabük ve Ereğli'deki fabrikalarda işlenir.

Bakır : Murgul (Artvin)'daki bakır cevheri, bu yörede kurulan bakır fabrikasında işlenir. Küre (Kastamonu)'de çıkarılan bakırlar ise Samsun bakır işletmelerinde işlenir ( Sebebi Samsun'un iç kesimlere olan bağlantısının kolay sağlanmasıdır).

Şeker : Karadeniz Bölgesi'nde üretilen şekerpancarı Turhal (Tokat), Suluova (Amasya) ve Kastamonu şeker fabrikalarında işlenir.

Tütün : Karadeniz'in, özellikle Orta Karadeniz Bölümü'nün tütünleri, Samsun ve Tokat'taki sigara fabrikalarında işlenir.

Fındık İşleme : Giresun çevresinde gelişmiştir.

Çay : Rize ve yöresinde toplanmıştır.

Kağıt : Aksu ( Giresun), Çaycuma (Zonguldak) ve Taşköprü (Kastamonu) da bulunmaktadır.

Kereste-tomruk : En fazla Batı Karadeniz Bölümünde gelişmiştir ( Sinop, Bartın, Zonguldak, Bolu, Düzce ve Kastamonu çevresinde).

Bölge, maden kömürü, bakır, orman ve deniz ürünleri, çay, fındık, tütün, demir - çelik, keten - kenevir, pirinç, soya fasulyesi bakımından ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlar.

Yer şekillerinin ulaşımı engellemesi, doğal limanlardan yoksun olması, ana ulaşım yollarına sapa kalması. Karadeniz Bölgesi'nin gelişimini yavaşlatmıştır.

Yeraltı Zenginlikleri:
Taşkömürü : Ereğli - Zonguldak havzasından çıkarılır. Önemli bir kısmı demir-çelik üretiminde enerji kaynağı olarak kullanılır. Ayrıca Çatalağzı Termik Santralinde de taşkömürü kullanılmaktadır.

Bakır : Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu)'de çıkarılmaktadır.

Linyit : Merzifon (Amasya) ve Havza (Samsun) çevresinden çıkarılmaktadır.

Manganez: Demirin sertleştirilmesinde kullanılır. Zonguldak-Ereğli ve Artvin-Borçka çevresinde çıkarılır.
Turizm:
Karadeniz Bölgesi'nin turizm potansiyellerinin başında tabii güzellikler gelir. Karadeniz kıyıları çok çeşitli bitki ve ağaçlar ile bunların oluşturduğu manzaralara sahiptir. Yaylacılık faaliyetleri son yıllarda gelişen turizm faaliyetlerinden biridir.

Bolu Kartalkaya'da ve Ilgaz Dağları'nda kış turizmi yaygındır. Abant gölü ile Yedigöller çevresindeki sayfiye yerleri, Bolu, Düzce, Kızılcahamam kaplıcaları, Amasra, Cide, Sinop Trabzon (Sümela Manastırı) ve Amasya'da (Kral mezarları) yer alan tarihi eserler Karadeniz Bölgesi'nin turizm potansiyellerini oluşturur.

Çoruh nehrinde rafting yapılmaktadır.

Her mevsim yağışlı olmasından dolayı deniz turizmi gelişmemiştir.
BÖLÜMLERİ;


DOĞU KARADENİZ BÖLÜMÜ:

Gürcistan sınırından başlayarak Ordu'nun doğusundaki Melet çayına kadar uzanır. Karadeniz'in en dağlık ve yükseltisinin en fazla olduğu bölümüdür.

En fazla yağış alan, kıyı ile iç kesim arasında farklılığın en fazla olduğu bölümdür.

Heyelan olayının en fazla olduğu bölümdür.

Tarımda makinalaşmanın en az geliştiği bölümdür.

Kırsal nüfusun ve dağınık yerleşme şeklinin en fazla olduğu bölümdür.

Bölümün en gelişmiş kentleri Rize ve Trabzon'dur. Doğu Karadeniz'in Türkiye ekonomisine en önemli katkıları tarım alanındadır.

ORTA KARADENİZ BÖLÜMÜ:

Melet çayından Sinop'un doğusuna kadar uzanır. Doğu Karadeniz Bölümü'ne göre güneye daha fazla sokularak Tokat ve Çorum illerinin büyük bölümleri ile Amasya ilinin tamamını içine alır.

Yer şekilleri Doğu ve Batı Karadeniz'e oranla daha sadedir. Dağların yükseltisi azalmış ve dağlar içeriye çekilmiş durumdadır. Bunun sonucunda tarım alanları ve ulaşım çok gelişmiştir. En gelişmiş şehri Samsun'dur.

Bölgenin en az yağış alan, kıyı ile iç kesim arasında farklılığın en az olduğu bölümdür.

Türkiye ekonomisine katkısı daha çok tarım alanındadır.

BATI KARADENİZ BÖLÜMÜ:

Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanır. Bölüm genel olarak dağlıktır.

En gelişmiş şehri Zonguldak'tır. Orman ürünleri ve ormancılık önemli gelir kaynağıdır. Bolu ve Düzce çevresinde çok sayıda kereste fabrikası bulunmaktadır. Zonguldak çevresi maden çıkarımı, Ereğli -Karabük çevresi maden işletmeleri ile Türkiye ekonomisine önemli katkıda bulunur.

Batı Karadeniz'in en önemli katkısı ise maden çıkarma ve işleme alanındadır.